Skip to main content

İnsanın Kişiliği Değişir Mi?

30 Mart, 2010

Sizin de davranışlarınız içine girdiğiniz çevreye göre değişiyor mu? Annenizin-babanızın yanındaki kişiliğinizle arkadaşlarınızın yanındaki kişiliğiniz aynı mı?

Eğer cevabınız evetse bilin ki yalnız değilsiniz. Hayatınızda öyle insanlar vardır ki onların yanında bambaşka bir insan olursunuz. Öyle ortamlar vardır ki sizi sahip olduğunuz kişilikten çıkarır, başka bir insan yapar. Bazı insanların yanında inanılmaz neşeli ve dışa dönük; bazılarının yanında kendinizi tanıyamayacağınız kadar içine kapalı bir insan olursunuz. Bazı çevrelerde kendine güvenli, bazı çevrelerde ürkek bir insan olursunuz.

Bazı insanlar içki içtiklerinde, içlerinden başka bir insan çıkar; kimi son derece konuşkan olur, kimi suskun. Kendi içinizden kaç tane farklı “siz” çıkabileceğini hiç düşündünüz mü?

insanin-kisiligi-1

Stanford üniversitesi profesörü Philip Zimbardo öğrenciler üzerinde bir deney yaptı. Şehir polisiyle anlaşarak deneye katılacak öğrencilerin evlerinden polis tarafından alınmalarını sağladı. Öğrencilerin emniyet merkezinde fotoğrafları çekildi ve parmak izleri alındı. Sonra da hepsi üniversitenin bodrum katında hapisaneye dönüştürülmüş bölüme alındı. Bu simülasyon (yaratılmış gerçeklik) ortamında, mahkûmlar (öğrenciler) çırılçıplak soyulduktan sonra üzerlerine mikrop öldürücü sprey sıkıldı.  Ardından da deney boyunca kendilerine adlarıyla değil, numaralarıyla hitap edildi. Bu grubun içinden kurayla belirlenen az sayıda öğrenciye de gardiyan olma görevi verildi.

Herkesin bunun bir deney olduğunu bilmesine ve bütün öğrencilerin  ruh sağlıklarının yerinde olmasına rağmen, yaratılan simülasyon ortamı o kadar gerçeğe benzemişti ki Zimbardo, üç ay sürmesini planladığı deneyi altıncı gününde bitirmek zorunda kaldı; çünkü gardiyan görevini üstlenen öğrencilerin gösterdikleri sadist davranışlar kontrolden çıkmış ve hiç kimsenin tahmin edemeyeceği insanlık dışı boyutlara ulaşmıştı. Bu öğrencilerin içinden canavarlar çıkmıştı. Kendileri gibi masum bir amaçla bir deneye katılan diğer öğrencilere yaptıkları eziyet tahammül sınırlarını aşmıştı.

Bu deneyi bazıları “otoriteye boyun eğme” açısından, bazıları “rollerle aşırı özdeşleşme” açısından değerlendirdi. Bazıları da insanların eline fırsat geçtiğinde sadist olabileceğine kadar birçok değişik açıdan ele aldı ama şurası muhakkak ki içinde yaşadığımız ortam (context) insan davranışlarını yüzde yüz belirliyordu, hatta bu ortam “yaratılmış bir ortam” yani simülasyon olsa bile.

Zimbardo’nun gerçekleştirdiği Stanford Hapishane Deneyi, yönetim ve pazarlama disiplinleriyle ilgilenenlere, insan davranışları hakkında önemli ipuçları veriyor:

• Bütün ayrıntıları düşünülmüş simülasyon ortamlarında, insanlar bu ortamların kurgu olduklarını unutup, ortamın gerektirdiği davranışları sergiliyorlar ve simülasyon gerçeğin kendisi oluyor.

• Belirli koşullar oluştuğunda, insanlar farkında olmadan içine girdikleri “dünya” tarafından şekilleniyor, bu dünyanın şartlarına uyum göstermeye ve yeni ortama uygun davranışlar göstermeye başlıyorlar.

insanin-kisiligi-2

Yaratılan ortamın insan davranışları üzerinde ne kadar etkili olduğunu kanıtlayan bir başka deney de James Wilson ve George Kelling Atlantic Monthly dergisinin Mart 1982 sayısında “Kırık cam sendromu” isimli bir makalesinde yayınlandı.

“Kırık cam teorisini” açıklamak için Wilson ve Kelling, “metruk bina” örneğini veriyorlar: Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci, önce ‘tek’ bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyorlar ve diğer camları da kırmaya başlıyorlar. Ardından daha büyük suçlar geliyor. Bir süre sonra o sokak, polisin bile giremeyeceği bir ortama dönüşüyor.

Zengin bir mahallede bir arabanın kelebek camını kırmak da aynı sonucu doğuruyor. Arabanın camının kırılması, çevredeki diğer arabaların da camlarının kırılmasına neden oluyor. Kötülük hemen bulaşıyor.

Ama bulaşıcılık sadece kötülük için geçerli değil, iyilik de hızla bulaşabiliyor: Bugün İstanbul’daki otobüs duraklarının temiz kalabilmesi, şehrin duvarlarına yazı yazılmaması, metrodaki İstanbulluların birçok gelişmiş batı şehirlerindeki insanlardan daha düzgün davranmaları, iyiliğin de bulaşıcı olduğunu kanıtlıyor.

Bütün bu sonuçlar hepimizin günlük hayatlarıımızda gösterdiğimiz pek çok davranışın, aslında söz konusu ortamlara hâkim olan koşullar tarafından belirlendiğini gösteriyor. Daha da ötesi, içine girdiğimiz roller, farkında olmadığımız bazı yönlerimizi açığa çıkarırken bazılarını da köreltiyor.

Hepimiz içinde bulunduğumuz ortama uyum gösterme konusunda fevkalade becerikli bir yaratılışa sahibiz. Kişiliğimiz sandığımızın aksine fazlasıyla “akışkan ve değişken”. İçine girdiğimiz ortamlar, bizim tavır, tutum ve davranışlarımızı değiştiriyor.

 

insanin-kisiligi-3

İnsanın birçok kişiliği yaşayabilme potansiyeli, pazarlama açısından fevkalade önemlidir. Bir kadın sabah saatlerinde çocuğuyla gittiği lunaparkta “afacan bir haylaz” olurken akşam üstü eşiyle gittiği mücevher mağazasında bir “prenses” olabilir. “Çoklu kişilik” kadınlar için geçerli olduğu kadar erkekler için de geçerlidir.

Hepimizin içinde birçok kişilik var, bu kişilikler markalar tarafından fark edilmeyi, uyarılmayı ve birer deneyim olarak yaşatılmayı bekliyor.

Konuyla ilgili olarak aşağıdaki kitap ve bağlantıları öneriyorum. 

Joseph Conrad “Karanlığın Yüreği” İletişim Yayınları, Çevirmen Sinan Fişek, 2006

Philip Zimbardo, The Lucifer Effect: Understanding How Good People Turn Evil, Random House 2008

Rita Carter, Multiplicity: The New Science of Personality, Identity, and the Self, Little, Brown and Company 2008

Rita Carter, The Human Brain Book, DK Adult DVD 2009

Robert Louis Stevenson, Dr Jekyll ve  Mr Hyde, Oğlak Yayınları, Çeviri : Esen Türay

William Golding, Sineklerin Tanrısı,  Türkiye İş Bankası Yayınları, 2009 Çeviri : Mina Urgan
Philip Zimbardo , Quiet Rage: The Stanford Prison Experiment DVD

Philip Zimbardo on “how people becomes monsters or heros”, TED lecture

Philip Zimbardo homepage

Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “İyilik Bulaşıcı; Peki Ya Kötülük?”, ASM Vital Dergisi, Nisan-Haziran 2009

James Campbell, The beast within”, Guardian 2008

Steven Pinker, “History of Violence “

Steven Pinker, “History of Violence “

 

Konuyla İlgili Kitap Önerileri

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir