Skip to main content

Üçüncü Yol

11 Haziran, 2013

Sosyal psikologlar ilişkilerimizin içinde çatışmaların varlığına dikkat çekerler. Bu çatışmaların bazıları çok derin ve yıkıcı bazılarıysa üzerinde fazla durmadığımız görüş ayrılıklarından ibarettir.

Hepimiz hayatımızın hemen her alanında bu çatışmalardan geçerek yol alırız. Önemli yol ayrımlarında bu çatışmaları aşarak ilerleriz. Okul seçerken, iş değiştirirken, ortaklıklar kurup ayrılırken çatışmalar yaşayarak sonuca ulaşırız. Aslına bakarsanız “Yemekte şunu mu yiyelim, bunu mu?” gibi sıradan konular da dahil olmak üzere hayatımız ikilemler ve çatışmalarla doludur.

“İki uçlu” düşünce, iki zıt yoldan birini seçmek ya da bir “uzlaşmaya” varmak üzerine kuruludur. Zihin “iki seçenekten birini” seçmeye koşullandığında, uzlaşmaya varmak bile taraflar arası bir “pazarlığı” zorunlu kılar. Seçenekleri savunan taraflar birbirinin zıddı olurlar. Çoğunlukla da “Ya benim dediğim ya da senin dediğin olacak.” noktasına gelinir.

İki seçenek arasında kalmak aslında sanayi toplumuna ait bir düşünce biçimidir. Sanayi toplumunun anlayışı, “ya o ya bu” gibi zıtlıklar üzerine kurulu  dolayısıyla ”hem o hem bu” gibi melez çözümleri dışlayan bir anlayıştır. Bu anlayış, kapitalizme karşı sosyalizm, bilime karşı din; kısa vadeli kazanca karşın uzun vadeli çıkarlar; yüksek kaliteye karşı düşük maliyet; iyiye karşı kötü; mantığa karşı duygu gibi zıtlıklar üzerine kurulu bir anlayıştır.

Bilimi önemseyen din adamları, dini bütün bilim adamları, duyguları da dışlamayan bir mantık, mantıklı bir duygusallık; maliyetleri de dikkate alan yüksek kalite, kalitesi düşük olmayan hesaplı bir maliyet; kısa vadeli kazançları ıskalamayan uzun vadeli çıkarlar gibi “yeni yollar” eski anlayışın kavrayamayacağı yollardır. Pazarlık varsa tarafların taviz (ödün) vermesi gerekir.  Pazarlıkta, taraflar en iyi sonucu almak için masaya otururlar ama anlaşmak için geri adım atmak zorunda kalırlar.

İki alternatifli düşünce ”onlara karşı biz” bakış açısı üzerine kuruludur. Bu bakış açısı, sadece çelişkileri ve rekabeti gören, sadece siyahları ve beyazları algılayan, zıtlıklar üzerine kurulu bir bakış açısıdır. Bu düşünce sistemi, yarattığı karşıtlıklarla insanları, fikirleri, tarafları birleştirmek yerine ayırır, kutuplaştırır ve “kötünün iyisi” seviyesinde bir çözüme ulaştırır. Bu sistemde, çatışma çözümlendiğinde bile, “kazanan ve kaybeden”, “yenen ve yenilen” olur.

İki uçlu düşünce modelinde her taraf kendi görüşü ve çözüm önerisiyle ölesiye özdeşleşir. Bir süre sonra kişi neredeyse “tuttuğu” düşünce olur. Kendi kimliğini hatta varlığını, sahip olduğu görüşle iç içe geçirir ve en masum eleştirileri bile kendi kişiliğine yapılmış bir saldırı gibi hissetmeye başlar. Bu ruh haliyle taraflar eş, arkadaş, iş ortağı bile olsalar ister istemez birbirleriyle zıtlaşırlar. İster istemez egolar çarpışır. Hayatı “ya onlar ya biz” ikileminde görmek insanları kutuplaştırır.

Stephen R. Covey, iki seçenekli düşünce biçiminin “bölücü” ve “ötekileştirici” olduğunu vurgulayarak üçüncü bir yolun daha olduğunu; sadece bakış açılarımızı değiştirerek çok daha yaratıcı olabileceğimizi, herkesin kazanacağı yepyeni durumlar yaratabileceğimizi söyler.

Aslında üçüncü alternatif, iki kutubu birleştiren, her ikisinden de daha etraflıca düşünülmüş, daha güçlü ve daha yaratıcı olan yeni bir yoldur. Üçüncü yol, önceden sunulan iki alternatifi de dikkate alan, ikisinin de güçlü yanlarını ortaya çıkarıp birleştiren, her iki tarafı da hesaba katan ama tek başına her ikisinden çok daha fazla ve  kapsamlı olan bir çözüm yoludur. Covey üçüncü yolla varılan çözümlerin, “geleceği yaratan” çözümler olduğunu söyler.

Üçüncü yol, bir tarafın yenilip diğerinin kazanmasını ortadan kaldıran, iki tarafın birlikte bir zorluğun üzerinden geleceği bir işbirliği yoludur. Üçüncü yol taviz vererek uzlaşma yolu değildir. Üçüncü yol, iki tarafın da tek başına düşünmüş olduğundan çok daha iyi, yeni bir yol arayışıdır.

Stephen R. Covey, üçüncü yolu bulmak için yapılması gerekenleri şöyle özetliyor:

• Üçüncü yolu bulmak için önce taraflar kendilerini fikirleriyle özdeşleştirmekten vazgeçmelidirler. Kendilerini “tuttuğu taraftan” ibaret görmeyen insanlar, önyargılardan uzak ve daha yaratıcı olacaklardır.

• Taraflar, nasıl kendilerini kendi fikirlerinden bağımsız olarak algılıyorlarsa karşısındakileri de belli bir fikrin insanları olarak görmeyi terk etmeleri gerekir. Stephen Covey buna “seni etiketliyorum” bakış açısı yerine, “seni tıpkı kendim gibi özgür ve yaratıcı bir birey olarak görüyorum” bakış açısını yerleştirmek olarak tarif eder.

• Taraflar üçüncü yolu ararken konuya yaratıcı ve çoğulcu bir bakış açısıyla yaklaşmalıdırlar.  Sadece iki farklı düşüncenin güçlü yanlarını birleştirmekle kalmayan, yenilikçi bir üçüncü yol aramalıdırlar. Üçüncü yolun peşine düşmek insan zihnini ve yüreğini yeni imkanlara açar. Taraflar kendilerini düşüncelerini savunmak yerine en iyi çözüme ulaşmak için heyecan duyarlar.

• Covey,  üçüncü bir yol bulunduğunda taraflarda bir birleşme ruhunun ortaya çıkacağını; tereddüt ve çatışmaların kendiliğinden yok olacağını; herkeste bir  enerji yükselmesi yaşanacağını söyler. Bu sebeple tüm taraftarda bu ruh hali ortaya çıkana kadar bulunan çözümlerle yetinmemek, daha iyi bir yol için denemeye devam etmek gerektininin altını çizer. Üçüncü yol, var olan seçeneklerin kısıtlarını aşan, “ezberleri bozan” yepyeni bir yoldur.

Gandhi‘nin “Ya savaş ya kaç.” seçeneklerinin dışına çıkarak bulduğu üçüncü yol, “pasif direniş” yoluydu. Gandhi, bu yolla kazandı. Deming’in bulduğu toplam kalite felsefesi, “yüksek kalite-düşük maliyet” ikilemini yok eden  ve kaliteyi sürekli iyileştirirken maliyetleri de düşüren bir üçüncü yoldu.

Covey’e göre üçüncü yolu bulmak bir zihinsel gelişim sürecidir. Üçüncü yolu seçmek demek, “sürekli haklı olma arzusundan”  kurtulup kusurlu olabileceğimizi kabul etmek, sorumluluk almak ve ortak kazancımızı kendi kazancımızdan daha üstün tutmak demektir.

Üçüncü yolu bulmak, “eşitlerin diyalogu” ile gerçekleşir. Karşı tarafın görüşlerine, kişiliğine ve haklarına saygı duymadan üçüncü yolu bulmak mümkün değildir. Bütün tarafların karşısındakileri en az kendileri kadar saygıdeğer ve akıllı olduğunu kabul etmeleri gerekir.

Bizim kültürümüzde, tarihsel nedenlerin de etkisiyle, iki uçlu düşünce daha baskındır. Bizim kültürümüzde uzlaşma bile bir yenilgi gibi algılanır. Hal böyle olunca, uzlaşmanın bile ötesine geçip herkesin kendi fikirlerinden vazgeçeceği ve yepyeni yollar arama (mavi okyanuslar bulma) fikri bize elbette epeyce yabancı.

Fakat ne var ki içinde yaşadığımız çağ, duvarların yıkıldığı, iki kutuplu dünyanın yerini çoğulcu, çok kutuplu bir dünyaya bıraktığı yeni bir çağdır. Bu çağın kuralları da geçmiş dönemlerden çok farklı.

Bu zamanın ruhu bize her fırsatta aslında üçüncü yolu bulmaya yöneltiyor. Ben yeni neslin bizlerden daha yaratıcı bir bakış açısına sahip olduğunu görüyorum. Hiç kuşkum yok ki onlar, yepyeni yollar bulmada bizden çok daha iyi olacaklar.


Konuyla İlgili Makale ve Linkler

  1. Stephen R. Covey, “The 3rd Alternative: Solving Life's Most Difficult Problems”
  2. Stephen Covey - 3rd Alternative, Video
  3. Dan Schawbel, “Stephen R. Covey Explains The 3rd Alternative”
  4. Stephen R. Covey Gives You a 3rd Alternative, Forbes, 2011
  5. Dean Collinwood and Ximena de la Cruz-North, “The 3rd Alternative”
  6. Habit 6: Creating The Third Alternative, Franklin Covey, Website
  7. Sompong Yusoontorn, “25 Lessons Learned From Stephen R. Covey”
  8. Wendy Kusumowidagdo, “4 Basics To Creating Synergy At Workplace”
  9. Rita Rizzo, MSc, CMC Creating Synergy in a Four-Generation Workplace
  10. “Andrea Kivolowitz, on How Leaders Can Create Synergy”
  11. Yim Choong Chow, “Negotiation: The Art of Getting Better Deals”
  12. L. Steven Smutko, “Negotiation and Collaborative Problem Solving”, Natural Resources Leadership Institute, NC State University
  13. Rod Windle and Suzanne Warren, “Collaborative Problem Solving: Steps in the Process”
  14. “Building Adult Social, Emotional and Civic Competencies: Negotiation and Collaborative Problem Solving”
  15. Mindy Abramowitz, “Common Barriers to Successful Negotiation”
  16. Bennett G. Picker, “How to Best Aid Negotiation By Breaking Down Barriers”
  17. Lewis H Margolis, Carol W Runyan, “Understanding and Reducing Barriers to Collaboration by Academics with Agencies and Community Organizations: a Commentary”

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir